CHEZ ALİ
Chez Ali, 20 yıl önce birkaç çadırla turistlere yönelik bir rehber olarak bu işe başlamış. Kazandığı parayı buraya yatırmaya devam etmiş. Bir trafik kazasında vefat edince 3 oğlundan ikisi mekanı işletmeye devam etmişler. Şimdi aynı anda 4 bin kişiye yemek verebilecek şekilde 30-40 dev çadır, taştan binalar, tahminen 300-400 kişiye yakın çalışanı ile ciddi bir kurum olmuş.
Kurumsallaşmış diyorum çünkü Kale kapısı gibi bir kapıda bekleyen bedevi kıyafetli, atlı, silahlı adamlarla karşılandıktan sonra müze ziyareti ile başlıyor giriş. Chez Ali'nin kral ile resimleri, önceki yıllardaki gösterilerde giyilen giysilerin de sergilendiği müzeye yapay mağara gibi bir yerlerden girdik. Daha sonra girdiğimiz bölümde 10'ar 15'er kişilik ve hepsinin hem kıyafetleri hem estrümanları farklı 5-6 adet folklorik gruplarla karşılandık Sıra sıra çadırlardan birine girdik.
İçeride 10 adet 10 kişilik masa vardı ve buna rağmen ortası boştu. Masaların çadırın dış yüzeyleri tarafında sedirler, iç kısma bakan yönünde sandalyeler vardı. Yemeğe çorba ile başladık. Değişik bir çorbaydı. Bir kepçe almıştım ama hoşuma gidince ikinci kepçeyi de koydurdum kaseye. İkinci olarak kuzu kızartması gelmişti. Bitiremeyiz sandık ama 6 kişi banamısın demedik. Fas'ın meşhur kuskusu geldiğinde zorlanmaya başladık. İnce bulgurdan yapılan kuskus içindeki tavuk, bizim yapay tavuklara hiç benzemiyordu. Üzerinde kabak dahil sebzeler vardı ve bir de sos. Zorlanarak ve soslayarak yemeye çalıştık. Arkasından yufkaların üst üste konup arasına muhallebi gibi bir malzeme konarak katmer gibi yapılan tatlı geldiğinde bu nasıl yenecek diyorduk ki hayırlısı ile bunu da hallettik. Yemekten sonra gösteri için dışarıya çıktık ve ortada seyirci tribünleri bile bulunan alanda ışık gösterileri eşliğinde bir düğün alayı canlandırıldı. Atlarla gösteri yapanlar, karanlıkta kuleden yansıtılan ışığın güzelliğiyle büyüleyiciydi. Uçan halıda bir binadan diğer binaya geçiş masallardaki gibiydi. Bütün bunlar için Chez Ali'nin finanse ettiği yakında bir köy varmış. Hem yiyecekler hem de burada çalışanlar bu köyden temin ediliyormuş. Saat 23.00 civarında gösteriler bitip dönerken memnun ayrılmıştık Chez Ali'nin yerinden. Sabah terk edeceğimiz Marakeş gibi turistik bir şehirde yapılan bu otantik, fantastik gösteri bizim için iyi bir final oldu.
Dördüncü günümüzdü. Sabah saat 8.00 gibi Kazablanka'ya doğru yola çıktık. Rehberimiz Eylem bizimle gelmedi. Onunla vedalaştık. Tekrar bir gün görüşmek dileğiyle onu Marakeş'te bıraktık. Yolda bir petrol istasyonunda verdiğimiz molada, orada çalışanlar Türk olduğumuzu öğrenince, Kurtlar Vadisi'ndeki karakterleri bizlere benzetmeleri bayağı komikti.
Fas'ta Türk olduğumuzu öğrenmeleri ile birlikte, Tayyip Erdoğan, Polat, Mustafa Sandal, Nihat hemen art arda saydıkları isimler oluyor. Hatta inanmazsınız ama satıcının biriyle ki o Galatasaray-Fenerbahçe tartışması bile yaptık. O Galatasaray diyor, ben Fenerbahçe diyorum. Epey muhabbet olmuştu.
GEZİ NOTLARI : Ali CAN
GÖRSELLER : Ahmet ÖZER
EDİTÖRLER : Hasip ŞENALP, Nuri ODACI ve Sefa COŞKUN