LA GALİBE İLLALLAH (Allah'tan başka galip yoktur) ENDÜLÜS

                                 

 

                                                    ENDÜLÜSE  AĞIT

 

                  Çıkan iner, kalkan düşer, her yükselişin var bir sonu
                  Niçin bunca gurur maldan, mülkten, adtan sandan insanoğlu.

                  Oluşta ne var ki olduğu gibi dursun, hiç değişmesin.
                  Sen de gök gibisin, bir gün masmavi güneşlik, bir gün bulutlu.

                   Bu dünya kime kalmış, yaramış ki kalsın yarasın sana da.
                   Yok hiçbir çizgisinde bu yeryüzünün ölmezlik rengi ve ölmezlik kokusu
                   .........................................................................................................

.                  Sen de şahit olsaydın benim gibi onların
                   Yurtlarından koparılıp satılışlarına pazarda, ey Tanrı kulu.

                   O hıçkırıklar senin de aklını komazdı yerinde benim gibi.
                   Canı vücuttan çeker gibi ayırdılar anadan yavrusunu.

                   Ya o kızlar ki, yakuttan ve mercandan dökülmüşlerdi sanki.
                   Ve sabah bir dağ ucundan yeni çıkan bir güneşin masumluğu

                   İçindeki o Meryem yüzlü kızları da saçlarından sürükleyip götürdüler.
                   Kirli yataklarına. Haykırışları yırttı gökleri. Yürekleri parça parça, babalarsa kan kustu.

                   Daha ne anlatayım, yüreklerin erimesi için bir tanesi yeter anlattıklarımın:
                   Eğer o yüreklerde İslâmdan ve imandan bir eser varsa elbet ey Tanrı dostu!

                                       Ebu'l-Bekâ Er-Rindi (Tercüme: Sezai Karakoç, İslam'ın Şiir Anıtlarından)

 

                2015 Yılının ilk gezisini İspanyanın güneyine eski adıyla ENDÜLÜS e yapmaya karar verdiğimizde aslında, bir masal diyarına gidecektik. Tıpkı masallardaki gibi bir varmış bir yokmuş.800 yıla yakın bir yaşanmışlıktan izler arayacaktık. Kendi coğrafyamızda geç kaldığımız bir seyahat olduğunun da bilincindeydik.

                Daha önce İspanyanın  kuzeyini bir vesileyle görmüştük.ENDÜLÜS kısmet olmamıştı.

                Kurtuba Kitap kahve adlı şirket epey bir süredir sadece bu bölgeye tur düzenliyordu. Eski milletvekili Dr.Mehmet Sılay ın rehberliğinde bu turların methini duymuş ve fırsat kollamaya başlamıştık. İşte o fırsat  bu yıl yakalanmıştı. Av. Hasip Şenalp ve eşi,Av.Ahmet Özer ve eşi, Noter Ali Can eşi ve kızı, Mali müşavir Fürkan Şenalp ve eşi, İş adamları Mustafa Ulukara eşi ve kızı, Ali İhsan Güçlü ve eşi, Mehmet Çevik ve eşi, Mustafa Tuna ve eşinden olmak üzere Konya dan 18 kişi olmuştuk.

                İspanya vizeye tabi bir ülke olduğundan bir ay öncesinde vize işlemleri için epey bir belge topladıktan sonra  hepimiz Ankara'ya gitmiş  vize işini halletmiştik. Bu avrupa seyahatlerinin en onur kırıcı yanı bu vize işlemiydi. Bu kez de Endülüs'ü görmek için katlandık.

 

                Konya'dan 1 nisan akşamı hareket ettik. Sabiha Gökçen havaalanına saat 23.00'de varmıştık. Dış hatlara geçip buluşma saatini beklemeye başladık. Saatler yaklaştıkca grubun diğer katılanları da gelmeye başladı. Tahminen 100 kişi olmuştuk. Organizatörler Mehmet Sılay ve Halil Yıldırım  kişileri tanıma, eksik olup olmadığı noktasında gayret içinde idiler. Bu kadar kişiyle beraber hareket etmenin zor olacağını düşündük. Nihayet uçağımız biraz gecikmeli olarak 2 Nisan sabahı saat 04.00 gibi hareket etti. Malaga havaalanına inip, bavullarımızı aldık. Bizi bekleyen rehber ve otobüslere binerek Malaga Şehir turuna başladık.

              Seyahat notlarına başlamadan önce  günümüz İspanyasından ve Endülüs ün tarihinden kısaca söz etmenin uygun olacağını düşünüyorum.yazımızın başlığındaki La galibe İllallah (Alllahtan başka galp yoktur) sözü de bu tarihi serencamdan ve notlardan sonra daha iyi anlaşılacaktır.