Ali SAKAL: Sun City’de yaptığınız safari nasıldı?
Ali CAN: Yedinci günümüzde, çok uluslu büyük bir şirketin Pilanesberg dağlarının eteklerinde, sakin bir gölün kıyısında inşa ettiği bir tatil beldesi olan SUN CİTY bölgesine geldik. Suni deprem etkisi yapan köprüde yürüdük. Güney Amerika’nın kaybolmuş şehirlerini anımsatan binalar, kırılmış büyük kapılar, yapay dağlar, büyük fil heykelleri, incecik kumlarla plaj havası verilmiş büyük yüzme havuzları, girişleri kumarhaneler olan 5 yıldızlı oteller, alış veriş yerleri, sinemalardan oluşan yapay bir eğlence şehri. Bir restauranta deniz ürünlerinden yedik. İç ulaşımla gittiğimiz doğal ortam Timsah çiftliğinde, devasa timsahları yakından izledik.
Elektrikli tellerle çevrili geniş bir alandaki otelimizin etrafını tanımaya çalıştık. Dikkatimizi çekmişti. Ülkedeki tüm evlerin işyerlerinin otellerin etrafı bahçe duvarlarının üzeri elektrikli telle çevrili, tellerde 220 volt elektrik olduğunu ve dokunanın ölebileceğini söylediler. Başka türlü hırsızlığın soysuzluğun hakkından gelinemediğini ve yasal olarak izin verilen böyle bir usulün uygulandığını yetkililer ifade ettiler.
Otelimizin etrafındaki çok geniş alandaki elektrikli tellerin kötü niyetli insanlardan ve ayrıca bu bölgenin yabani hayvanlarla dolu olması safari bölgesi olması sebebiyle yabani hayvanlara karşı da olduğunun bu yüzden elektrikli tel sayısının ve yüksekliğinin ve mukavemetinin yazla olduğunu gördük. Akşam yemeğinde bir geyik türü olan antilobun biraz ekşimsi olan tadına baktık.