Osmanlılar Kuzey Afrika'da tek oraya ulaşamadı... İslamiyet'in görkemli eserleriyle bezeli yerleşim birimleri... Ziyaretçilerini hayal kırıklığına uğratmayan eşsiz diyar... Dünyanın en iyi korunmuş Ortaçağ şehirleri...
Gezinin ayrıntılarına geçmeden önce Fas ile ilgili genel bilgiler vermenin faydalı olduğunu düşünüyorum.
Bu topraklara ilk olarak 686 yılında Ukbe bin Nafi komutasındaki İslâm orduları gelmişlerdir.
Bugün Fas'ta yönetimi elinde tutan kraliyet ailesi bu Filali sülalesinden gelmektedir.
Fransızlar, Berberilerin tarih boyunca Araplar tarafından mağdur edildikleri, kendi gerçek kimliklerinden uzaklaştırıldıkları iddiasını ortaya atarak onları yeniden İslâm öncesi hayatlarına döndürme çabası içine girdiler.
Ahmet Hamdi TANPINAR, Beş Şehir kitabında ‘Bir başkent her zaman başkent’tir’ der. Marakeş de eski bir başkentin bütün izlerini taşır üzerinde.
İkinci durağımız, minibüsten inerek daracık sokaklardan, turist pansiyonu yapılmış tarih kokan evler, seyyar satıcılar, gösteri yapıp para bekleyenler arasından, Yahudi mahallesinden geçerek 10-15 dakikalık güzel bir yürüyüşten sonra ulaştığımız BAHİA SARAYI idi...
Zamanımız kısaydı ve daha çok yer görmeliydik. Dördüncü durağımız, gizemli bahçe Jardin Majorelle'nin BOTANİK BAHÇESİ'YDİ.
2. günümüzdü... 50 euro karşılığı ekstra bir gezi olarak Essaure'ye gitmeye karar verdik.
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a sevgi ve ilgileri çok açıktı...
Marakeş'teki son akşamımızdı... Yine 55 Euro'luk bir ekstra olarak 10 km. dışarıda yemek ve fantastik folklorik gösterilerin yapıldığı Chez Ali'nin mekanına gittik.
Saat 11.00 civarında Kazablanka'ya gelmiştik. Kazablanka şahşen benim hafızamda ünlü Humphrey Bogart, Ingrid Bergman'ın oynadığı 2. Dünya Savaşı yıllarında bir kumarhanede geçen Kazablanka filmiyle özdeşleşmişti.